Değerli okurlar,
Yine aynılarını yaşıyoruz.
Bıkmadık bıkmayacağız öyle değil mi?
Neden inat etme noktasında bu kadar ısrarcıyız.
Bildiğimiz gerçekler ortada iken bunların neler olduğunu bizler veya bizim tayin ettiğimiz kişiler kurumlar neden hala ahbap çavuş ilişkisi içinde olurlar ve benim hayret ettiğim belki de bir çoğumuzun da merak ettiği bizler neden bu ilişkilerin içinde olmak durumda kalıyoruz.
Peki kalıyorsak neden doğru olan gerçekleri kabul etmek ve bu doğruların tersini yapanlara ayrıcalıklar tanıyoruz.
Çıkarlarımız uğruna nelerden vaz geçtiğimiz kaybettiklerimizden sonramı aklımıza gelecek.
Bir yangın oldu beynimiz yandı. Kim suclu peşine düştük. Oysaki giden canlar gerimi gelecek. Tabiki hayır. Peki ders alıcakmıyız. Tabiki hayır.
Neden kurallara uymak bu kadar zor. Neden kuralları uygulatmak bu kadar zor.
Ne zaman toplumun çıkarları, birilerin çıkarlarından veya kendi menfaatlerinin önüne geçecek.
Hayatın içinde öyle saçma gereksiz anlamsız konular üzerinde saatlerce konuşuyor ve sorguluyoruz ki. Bize hiç bir katkısı olmayacak hayatımıza bir değer katmayacak gereksiz amaçsız hayatımıza bir anlam yada değer katmayacak sorgulamalarda bulunup, kendimizi değerli bilgili gösterme çabasından ne zaman vazgeçeceğiz.
Sokakta trafikte otobüste yaşamın bir noktasında nerde olursak olalım birbirimize karşı sabır ve anlayış noktasında birbirimize tahammülümüz kalmamış. Hemen şiddete başvurmamız nasıl bir ruh halindeyiz.
Neden biz herşeyin şiddetle çözüleceği noktasındayız neden beynimizi kullanma doğruları anlama ve bu yönde evrimleşemiyoruz.
Gördüğümüz gerçekleri neden hayal mahsulü simülasyon bir oyun gibi görmezden gelme noktasındayız. Ne zaman canımız yandığında olaylara tepki veriyoruz. Neden hayatın içinde sorunların bir çözümü olma noktasında beynimizi fikirlerimizi inaçlarımızı dogru bir şekilde kullanmıyoruz. Bunu neden yapmakta aciz durumda olmakta rol ortaya koyuyoruz.
” Kendinden başka kimseyi düşünmez,
Böyle yüksek yerde duru aşagıya inmez
Nice tahta çıkanlar yere düştü
Nice ben ben diyene sinek üşüştü
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsında ben tunç muyum
Aynı vardan var olduk
Sen gümüşsünde ben tunç muyum
Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara giren de sen toksun da ben aç mıyım
Topraktır cümle beden
Öldür nefsini ölmeden
Böyle emretmiş yaradan ”
Neyi paylaşamıyoruz , yarına kalkacağımızın garantisi olmayan şu kısa yaşamımızda neyi paylaşamıyoruz. Hayatın içinde birbirimizi sevmek anlamak değer vermek gerekirken. Biz neden verdiğimiz değerler bizi bizden alan kötü yapan kalıplara sokan düşüncelerin esiri oluyoruz.
Ya olduğun gibi görün Ya da göründüğün gibi ol.
Her insanın karakteri,kişiliği, eğitim seviyesi, gelir durumu, hal ve hareketleri farklıdır, İnsan ne ise, o şekilde görülmelidir. Kendini olduğundan farklı göstermek, ancak aciz insanların yapabileceği bir şeydir. Dürüst insanlar, kendilerini olduğundan daha üstün göstermeye çalışmazlar.
Sözlerimiz kırıcı olmasın, aklımızı doğru ve gerceklerin işıgında kullanmayı, gonlumuzun yuceliğini o saflığını yeniden ortaya çıkaralım.
Ama unutmayalım ki bilgi çehaletin onundeki en buyuk engel.
Yuce kitabımızın ilk ayetinde dediği gibi okuyalım . Okudukca ögrenelim, ögrendikçe bilgeleselim. Bilgeleşelimki tarafsız yargılama, merhamet, deneyimsel öz-bilgi, kendini aşma ve bağlanmama gibi öz niteliklerle ve etik ve iyilik gibi erdemlere ulaşalım.
Artık kelimelerin gerçek değerlerini ortaya koyalım ne olur sözlukten gelecek nesillere ordan anlatmayalım yada ordan öğrenmesinler
Adaletli ve Liyakat sahibi sorumluluk duygusu yüksek bütün doğru insanlara saygılarımla.
YORUMLAR