Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Mehmet Saburlu

Akıllı olmak

Doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, faydalıyı zarardan ayıran, ALLAH cc. Vergisi bir ölçüdür. Düşünerek hareket etme karar vermedir.

Kur’an da birçok ayetin sonunda “Düşünmezler mi, akıl etmezler mi” diye akıllı hareket etmeyi öğütlemektedir.

Akıl, insan melek ve cinlerde bulunur. Diğer canlılarda akıl yoktur. Hayvanlar iç güdüleri ile hareket ederler. Akılları olmadığından faydalı ve zararlı şeyleri ayıramazlar. İnsan ise Allah’ın verdiği akıl sayesinde iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırır. Yanlış yaptığında neden hata yaptım diye üzülür, düşünür ve bir daha yapmamaya çalışır.

Akıl dünya işlerinde ve insanlar arasındaki ilişkilerin düzenli olmasını sağlar. Aklı sayesinde ileride başına geleceklerin hesabını yapar. Ölümü ve sonrasını düşünür. Fakat içinden çıkamadığı konular olacaktır. Bunun için bilene danışmak lazımdır. Peygamberimiz Hz. Muhammed “İstişare (danışan) eden pişman olmaz” buyurmuştur.

Akıllı olmak, kendi aklını kullanmaktır. Daha akıllı olmak, başkasından akıl alabilendir.”

Danışmak; okumak, öğretmeni dinlemek, hocaların sohbetlerine katılmak geniş düşünmeyi ve zihnimizin açılmasına yardımcı olur.

Akıl, Allahütealaya ve ahırete ait dini bilgileri yalnız başına bulamaz. İslamiyet te aklın ermediği şey çoktur. Fakat aklın kabul etmediği hiç birşey yoktur. Semaya baktığımızda tabiat olaylarını görünce şaşırabiliriz. İşte burada yaratanın “ALLAH” varlığını aklımız ile bulabilir; Fakat Ona giden yolu bulamaz. Bu yolda Allah’ın görevlendirdiği Peygamberler sayesinde bulunur. Dünyada geçimini sağlaması, inanması ve ibadet etmesini onlardan öğrenmiştir. Kur’an da Bakara 173 “Size Allah delillerini gösterir ki böylelikle akıllanasınız.” 44. Ayette “İnsanlara iyilik emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitap okuyorsunuz. Artık akıl etmez misiniz? Buyurur.

Akıl göz gibidir. İnsanın aklıda gözü gibi zayıf yaratılmıştır. Güneş ışığı olmasa idi güneş ne kadar işimize yarardı. Bulunduğumuz çağda elektrikten yararlanıyoruz. Gece vakti kesilince ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Akıl da yalnız başına faydalı ve zararlı şeyleri her zaman anlayamaz. İşte burada tecrübe ortaya girmektedir. Güzel yemekler yapmak tecrübe ile olur. Akılda anlamadığı konularda zorlanır. O zaman hata yapması kuvvetlidir. Aklına güvenip konuştukları için kendilerine ve topluma zarar veren Yunan felsefecileri ve bazı İslam filozofu geçinen kimseler kitleleri peşine takabilmektedir.

İslam alimleri aklın ermediği konuları Kur’an ve Peygamberimizin hadislerine uyarak doğru yolu bulmuşlardır. Kıyamet gününe, sırat köprüsüne, hesaba çekilmeye hemen inandılar. Sağlığında inanarak dürüst yaşamaya, ibadet etmeye, böylece cenneti kazanmaya toplumu yönlendirdiler.

Elimizin parmakları hepsi eşit değildir. Küçük, ince, uzun ve kalındır. Hepsinin ayrı ayrı görevleri vardır. Elbette her insanın da aklı ve zekası aynı olamaz. Özürlü olanlara ebeveynleri bakmak zorundadır. Aklı normal değerlerde olanlar içinde aklın çeşitleri vardır.

1-Aklı meaş: Dünya malına düşkün ve dünya ya bağlı olanlardır. Yemek, içmek, helal haram demeden kazanıp garibin hakkını hiçe sayan, kendini beğenmiş, ahiretini düşünmeyen insanlardır.

2-Aklı selim: Bütün varlığı ile rabbine dönüp İslam’ın emirlerine uyarak yaşayan insanlar. Bunlar hata etmekten sakınır, işlerinde başarılı olurlar. Toplumda bu gibi insanların çok olması, hırsızlıkların azalması, ülkenin kalkınması, adaletli olunmasını sağlar. Bu insanlar yanılmayan, hata yapmayan zarar görecek işlerden uzak duranlardır.

Ülkemizde bazen düşünmeden hareket eden insanlarımız olabiliyor. Çocuğuna okula giderken para veremez ama işten çıkınca okey masasında, yahut eğlenceye giderek parasını bitirirler. Ailesi okuması için çocuğunu uzak şehre gönderir. Genç dört yıllık okulunu altı yılda bitiremez. Bir baltaya sap olamaz. Girdiği işlerde sebat edemez. Geçimsizdir. Kimseden akıl almaz. Toplumda böyle insanlar az değildir.

Bazı insanlar zeki olabilir. Akıllı olmakla zeki olmak bir değildir. Zeki olanların ekseriyeti fen bilimlerine yatkındır. Zapt edilmeleri zordur. Zeka ayrı bir konudur. Zeki kimselere çok iyi dini eğitim verilmelidir. Düşünebilme kuvveti olan zeka, düşüncelerinde doğru karar verebilmesi için akıl lazımdır. Doğru düşünebilmek için ahlaklı bir eğitime ihtiyaç vardır.

Peygamberimiz (s.a.v) Aklı olmayan güzel ahlaka sahip olamaz. Her şeyin direği vardır. Mü’min nin direği ise akıldır. Kişinin ibadeti aklı nispetindedir.

Akıllı insanlar akıllı olanlarla iş yaparlar.

Allah indiğinde en sevileniz, akılca en üstün olanınızdır.

Aklın işareti nefse hakim olmaktır.

Yarabbi bize bahşettiğin akıl için binlerce hamd olsun. Hayırlı Cumalar.

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER