Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Mehmet Saburlu

Şerefli mekan.. Şam:

Şam; Büyüklerimiz “Şerefü’l mekan bil Mekin” dedikleri dünyada en şerefli mekanlardan biridir. 4000 yıllık tarih sahnesinde ve H.z İbrahim den 500 yıl önce kurulmuş olduğu tahmin edilmektedir. Bölgenin alanına Dımaşk denir. Ve bu bölgede Şam şehri kurulmuş. Ortasından barada ırmağı geçer. Akdeniz kıyısına 96 Km iç kısımdadır. Beyrut, Bağdat, Halep, Amman’a bağlanan Dörtyol kavşağının merkezidir. Türkiye’den Hicaza giden yolun üzerinde olup, yüzyıllarca hacılar bu yolu kullanmıştır. Dört yolun üzerinde kurulan bu şehir, tarih boyunca ticaret ve kültür merkezi olmasından dolayı dünyada sayılı şehirlerden biridir.

Böyle bir şehire zamanın güçlü devletleri hep sahip olmak istediklerinden, defalarca istilaya uğramıştır. H.z İsa’nın doğumundan 64 sene önce Romalılar istila etmişler. H.z İsa dımaşk bölgesi içinde Filistin topraklarında doğdu ve Şam taraflarında gidip insanları Allah c.c. inancına davet ettiği bilinir. Şam, ilk olarak Hıristiyanlarca Piskopozluk merkezi olup, kilise yapıldı. Peygamberimiz H.z Muhammed amcası ile Şam’a ticaret için yola çıktı. Şehre yaklaştıklarında Busra kasabasında Hıristiyan din alimi rahip Bahira amcası Ebu Talip’i uyararak çocuk yaşta olan H.z Muhammed’in Şam’a gitmesinin uygun olmadığını söyledi. Çünkü Hıristiyan ve Yahudi din alimleri son peygamberin gelmesinin yakın olduğunu biliyorlardı. Rahip Bahira H.z Muhammed’de bu belirtilerin farkına vardı. Öldürülmesinden korktu. Malları orada satıp Mekke’ye geri döndüler.

Şam şehri ve civarı “Filistin” H.z Ömer zamanında İslam orduları tarafından fethedildi. Emeviler zamanında İslam devletinin başkenti idi. Şam bundan sonra tarihinde görülmemiş derecede ilim ve kültür merkezi oldu. Medine’de peygamberimizin ashabına ders verdiği, Suffa’da öğretmenlik ve müdürlük yapan Ebu Derda, Şam’a gelerek İslam medresesini kurdu. Buradan yetişen gençler İslam’ın Afrika, Asya kıtası, Akdeniz havzasında, Kuzeyde horasan bölgesinde hızla yayılmasında etkili olmuşlardır. Yavuz sultan Selim Han 1516 yılında Memlüklü lerin elinde olan Dımaşk bölgesini Osmanlı topraklarına kattı. Osmanlı Şam’a Camii’ler Medreseler, hanlar, Kervansaraylar yaptı. Yolları kaldırım taşı ile döşedi. Su yolları yaparak tarımı geliştirdi. Şehrin sokaklarına şadırvanlar yaptı. Motorlu ulaşımın artması ile Şam’a yakın kurulan limanlar sayesinde ticaret gelişti. Orta doğunun geçiş yolu olduğundan, kurulan hava limanı bölgeyi dahada canlandırdı.

Şam deyince Emevi Camii’nden bahsetmeden olmaz. Emevi Camii, Romalılar zamanında 1. Konstantin tarafından Hıristiyan Bazilika olarak yapıldı. İslam ordu komutanı Ubeyde bin Cerrah tarafından 635 yılında Camii’ye çevrildi. Mimari özelliği, süslemeleri ile ihtişamı, manevi değeri ile İslam aleminde müstesna yere sahiptir. Camii’nin yapılışında 12 bin kişinin çalıştığı belirtilir. Osmanlı döneminde İstanbul’dan gönderilen ustalar tarafından tamir edildi. Cami, Mescid’i Nebevi gibi enine geniştir. Minarelerinin alt kısmı geniş olup ev gibidir. İmam’ı Gazali İhya’u Ulumuddin adlı eserini bu minarelerin altındaki odalarda yazmıştır. Bu eser İslam aleminin başvurduğu önemli bir bilgi hazinesidir.

Ümeyye Camii’nin içinde Yahya A.s mın başının bulunduğu türbe vardır.

Peygamberimizin yetiştirdiği öğretmen, medreseleri kuran Ebu derda Camii haziresinde yatmaktadır.

Peygamberimizin Müezzini Bilali Habeşinin mezarı buradadır. H.z Ömer’in torunlarından adaleti ile ün salmış Ömer bin Abdülaziz, Kudüs fatihi Selahattin Eyyubi, Muaviye, Osmanlı sultanı Vahdettin’in mezarı bu hazirededir. İsmi kayıtlarda bulunan sahabiler R.a, Tabiinlerİn mezarları burada medfundur.

 

Kabe’yi, Peygamberimizin mescidini, Mescid’i Aksa’yı ziyaret etmek diğer Mescidlerden daha faziletli olduğunu Peygamberimiz beyan etmiştir. Emevi Camii, Ayasofya, Kahire yakınlarında Fustat – Amr bin As Camii, Kuba Camii, Bağdat İmamı Azam Camii biz Müslümanların ziyaret etmek istediği Müstesna mabetlerimizdir.

Dünyada ilk yaşama alanları olarak, Şam, Filistin, Mısır, Kızıldeniz bölgesi, Mezopotamya; Hıristiyan ve Yahudi alemi, buralara erişmekten hiç vaz geçmiyorlar. Haçlı seferlerinde istediklerini alamadılar, sonrasında buralarda hep FİTNE çıkarmışlar, Müslümanları birbirine düşürmüşlerdir. Müslümanlarda İman zayıflığından ve Avrupa hayranı yöneticileri yüzünden hala sıkıntı çekiyorlar. Allah’ın yardımı ile İnşaallah muvaffak olamayacaklardır. Yeterki Müslümanların imanı kalplerine insin, Selahattin Eyyubi gibi devlet adamları yetişmesi nasip olsun. İNŞAALLAH…AMİİN.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER