Güvenli yatırım aracı altın

Üzerinde yaşadığımız dünya üzerindeki topraklarda bulunan çeşitli elementler vardır. Bunlardan önemli olanlardan biride altın. Altın, insanoğlunun dünyada yaşamaya başladığından beri değerli maden ve yatırım aracı olarak kullanılır. Tarihte bazı devletlerin altını para birimi olarak kullandığı olmuştur.

Günümüzde hem ülke içinde hem devletler arasında meydana gelen ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmeler halkı ve devletleri altına yatırım yapmaya yöneltiyor.

Dünyada savaşlar yalnız topla tüfekle yapılmıyor. Ticaret savaşları sıcak savaşlardan daha çetin olabiliyor. Devletler birbirlerinin ekonomisini çökertmek için her türlü yola başvuruyor. Yatırımcıların ticaretin daraldığı zamanda ilk yöneleceği yatırım aracı, güvenli liman olarak altın olmaktadır. Halkımız normal zamanlarda dolar ve euroyu tercih ederken, uzun vadede yahut belirsizlik ortamında yükte ve saklamada kolay olduğu için altını tercih ediyor. Asırlardan beri uluslararası gerçek para birimi altın olarak kabul görmüştür. Ülkemizde, düğünlerde evlenen çiftlere altın takmak adettir. Anadolu da evlenecek kızlara erkek tarafından altın takmak olmazsa olmaz.

Bazı dönemlerde ülkeler arası ticaret savaşları olduğunda yatırımcılar ve hükümetler farklı arayışlara girmektedir. Ellerinde bulunan nakitlerini güvenli buldukları altına yöneliyorlar. Son zamanlarda ABD. nin gümrük vergilerini artırması; dünyada bazı bölgelerde yeni savaşların olma ihtimali ile merkez bankaları ellerinde bulunan fazla nakitlerini altın alarak krizden az zararla çıkmaya çalışıyorlar. Başta ABD’nin elinde 8 bin ton altın bulunuyor. ABD dünyada en güçlü ülke olmasına rağmen bütçe açığı ve borçları çok fazla ama, rezervlerinin yüzde yetmişbeşini altın oluşturuyor. Ülkemizde de altın rezervi 615 ton kadardır. Vatandaşın elinde altın, eskiden beri güvenli yatırım olarak bildikleri için yüklü miktarda vardır.

Bankalara yatırılan paralar her ne kadar faiz alınsa bile enflasyon altında kaldığı için erimesi; yapılan yatırımların geri dönüşümünde elde edilen karın istenilen seviyede olamaması, insanları altına yatırım yapmaya sevk ediyor.

Dünyada altın rezervine sahip ABD’nin ardından Almanya, İtalya, Fransa, Çin, İsviçre, Hindistan, Japonya ve Türkiye gelmektedir.

Bulaşıcı hastalık kovit ile başlayan ülkeler arasındaki tedarik zincirinde meydana gelen bozulma yeterince düzelmeden, ABD’nin gümrük tarifelerinde artışa gitmesi, uygulanan vergilerin belirsizliği, dünya ticaretinde daralma ve ekonomik göstergelerin bozulmasına neden olmaktadır.

1900 lü yılların başından itibaren sanayinin ve ticaretin dünyada hızlı gelişmesi ile, gelişmiş ülkelerin bazıları çok zenginleşti. İnsanlar arasında gelir dağılımı bozuldu. Para ve sermaye bazı zenginlerin elinde çoğalırken geçim sıkıntısı çeken insanların azalacağı yerde artması, adaletsiz gelir dağılımını körükledi.

Dünyada devletler arasında kapitalist ve sosyalist düzen buna bir çare bulamadı.

Gelelim işin özüne: Peygamberimiz Hz. Muhammed Medine’de İslam devletinin temellerini sağlamlaştırdıktan sonra Müslümanlar arasında gelir dağılımını azaltmanın çaresini Allah’ın cc. İzni ve yardımı ile en aza indirmişti. İslam’ın ilk yıllarında Müslümanların ellerinde yüklü miktarda mal bulundurmaları yasaktı. Fazla mallarını tasadduk ederler, fakirlerle bölüşürlerdi. Hicretin ikinci yılında Medine’de Zekatı farz kılan ayetler nazil olunca Müslümanlar elde ettikleri kazançlarını biriktirmeye başladılar. Nisap miktarından fazla mala sahip olduklarında mallarının en az yüzde ikibuçuk kısmını zekat olarak vermeye emrolundular. En az yüzde ikibucuk olarak verilen zekat miktarı günümüzde uygulansa toplumda fakir olarak kimse kalmaz. Bu konu ilk olarak Bursa ilahiyat fakültesinde araştırma konusu olmuştu. Çünkü burada Allah’ın emri olduğu için vermemek, yahut daha az vermek, nisap miktarını az göstermek olmayacaktır. Devletin bunu takip etmesine ihtiyaç yoktur. Zekat veren kalben verecek, alanda verene dua edecektir. Kimse kimsenin malında gözü olmayacaktır.

Zekat miktarına altın, gümüş, para ve diğer mallar dahildir. Yastık altında sakladığımız altınlar, paralardan her sene yüzde ikibuçuk verince zamanla eksileni yerine koyamazsak altınlarımız azalacaktır. O zaman yastık altında biriktirdiğimiz menkulleri yatırıma yönlendirmemiz şart olacaktır. Böylece ülkede ticaret ve sanayi gelişecek, işsizlik oranı azalacak, piyasada para arzı çoğalacaktır.

Müslüman parasını satarak (faize vererek) para kazanması haramdır. Faizle para alan işletmeci hem para kazanmaya hem faizi ödemek için ürününü yüksek fiyata satmak zorunda kalacaktır. Enflasyonun önü ekseriyetle bu yüzden kesilemiyor.

Peygamberimiz Hz. Ali’yi bir seriyyenin (birliğin) başında Yemen taraflarına göndermişti. Hz. Ali oradaki durumu bildirmek için Peygamberimize bir elçi gönderdi. Elçi ile tabaklanmış deri içinde işlenmemiş biraz altın madenini Peygamberimize göndermişti. Peygamberimiz altın tozlarını eline alınca, orada bulunan dört sahabe arasında pay etti. Çünkü bu sahabelerin paraya ihtiyaçları vardı. O altın taneciklerini hazineye koymayı uygun bulmamıştı.

Anadolu insanımız karagünler için belirli bir oranda altına yatırım yapmaları akıllıca bir harekettir. Yalnız bir yıl dolunca zekatını vermek şartıyla. Hayırlı Cumalar.