Bazı seneler ülkemizde resmi tatiller uzun oluyor. Devlet dairelerinde vatandaşın takip edeceği işleri gecikiyor. Mahkemelerin süreleri uzuyor. Mahkemenin vereceği kararı heyecanla bekleyen vatandaş, kararın sonucunu beklemek zorunda kalıyor. Adalet gecikiyor. Hastalanan kişi uzman doktor bulamıyor. Ameliyat olması gereken hastalar ve yakınları heyecanla bir an önce tedavi olmayı bekliyor. Düşünün ki ameliyat günü verilen hasta tatiller yüzünden ileri tarihe ertelenmiş. Yapılan tahlil sonuçları gecikiyor. Birde tatil dönüşü hasta yoğunluğu ayrı bir sorun.
Gelişmiş ülkelere göre en fazla tatil yapan ülke Türkiye’miz. Almanya da resmi tatil günleri 10, Hollanda 9, Belçika 10, Türkiye 16. Az gelişmiş, yahut gelişmekte olan ülkelerde tatil sayısı daha fazla. Komşumuz Yunanistan’da resmi tatil 12 gün. Birde öğle vakti uyku molası veriliyor. Çalışma süreleri kısa. Avrupa birliğine girdiklerinde gelişmiş ülkelerden yardım etmelerini beklediler. Almanya Başbakanı “- Benim vatandaşım günde 10 saat çalışırken onlar uyumayı düşünüyorlar. Çok çalışmadan kalkınma olmaz.” Demişti.
Resmi tatil günlerinde özel sektör sendikaların baskısı ile çalışan işçisine 2 veya 4 yevmiye veriyor. İşveren fazladan olan masrafını ürettiği ürünlere ilave etmek zorunda kalıyor.
Tatil konusu en çok Milli eğitimde dikkat çekiyor. Ülkemizde son yıllar güzel işler yapıldı, ikili öğretim bitti, sınıflarda öğrenci sayısı 30’u geçmiyor. Branş öğretmenleri çoğaldı. Kırsal kesimde taşımalı sistem ile bölge okulları merkezde bulunan okullar gibi oldu. Fakat eğitim ve öğretimde istenilen başarıya ulaşılamadığını yöneticilerimiz söylüyor. Bunun başlıca sebebi ara tatillerin çok olmasıdır.
Bu yıl okullar 20 haziranda son buluyor. Okullarda 4 haziranda eğitim bitti. İmtihanlar yapıldı ve kurban bayram tatiline girildi. Tatil dönüşü sınıflarda ders yapılamıyormuş. Öğrenciler okulda boş oturmaktan evde oturmayı tercih ediyorlar. İki hafta çocuklara girecekleri sınavlara hazırlık yapılamazmı? Yılda eğitim süresi 180 gün. Ders yılı başı bir hafta hazırlanma, sene sonu iki hafta ders yapılmaz, eğitim gün sayısı 150 ye kadar düşebiliyor. Yarıyıl tatiline iki defa ara tatil eklendi. Bu yanlışa kimse dur demedi. Gelişmiş ülkelerde eğitim süresi 200 gün. Japonya 210, Kore 220. İngiltere’de yaz tatili 6 hafta. İngiltere’nin başarı durumu yüksek olduğundan yabancı öğrenci sayısı çok fazla. Yabancı öğrencilerden alınan ücret devlete büyük katkı sağlıyormuş. Maddi durumu iyi olan veliler çocuklarına özel ders aldırıyor, özel okula gönderiyor. Özel okulların bazıları eğitimi sıkı tutuyor. Peki diğer çocuklar başarıyı nasıl yakalayacak.
Öğretmenlerimizin tatil günleri çok uzun. Önceleri köylerine gidip çalışıyorlardı, şimdi maaşları iyi olduğundan onuda yapmıyorlar. Gelişmiş ülkelerde yaşayan vatandaşlarımız iyi bilir. Öğretmenler yaz tatilinde etkinlikler yaparak talebelerinin başında sosyal yönden gelişmelerini sağlıyor. Ülkemiz nedense Milli eğitimde başarıyı yakalayamadı. Bu sözü Cumhurbaşkanımız söylüyor. Her ilde ve ilçelerde öğretmen evleri var. İdarecileri Milli eğitim personeli, devletten maaş alıyorlar. Zamanı bol olan öğretmenlerimiz bir kısmı evinde, bir kısmı öğretmen evinde okey oynuyorlar. Acaba kaç kuruluşta bu gibi imkanları devlet sağlıyor.
Eğitim kolay bir iş değildir. Osmanlı 100 senede eğitim sistemini istenilen seviyeye getirebilmiş. İngiltere, Almanya, Japonya gibi ülkeler sistemi yıllar önce oturtmuş. Sistemlerinde sık değişiklik yapmıyorlar. Milli Eğitim bakanımız eğitimden gelmiş ve gayretli bir büyüğümüz. İnşaaalah önümüzdeki eğitim yılında iki kere verilen ara tatiller kalkar. Eğitim günleri daha verimli geçer.
Okullar milletin vergileri ile yapılır. Öğretmenlerin maaşlarını millet öder. Devletimizin yer altı zenginliği fazla değil. Tacir, sanayici, çiftçi çalışarak vergisini ödemeye çalışır. Derste boş vakit geçiren, talebesini iyi yetiştirmeyen öğretmen (görevini yapan hocalarımız elbette çok fazla) bunun vebalini ödeyemez. Hiçbir devlet dairesinde öğretmenler kadar zamanı bol olan memur yoktur. Yöneticilerimiz neden yıllardır bu konuya neşter atamadılar, şaşırmamak elde değil. Vesselam.
Eğitimin süreli oluşunu eğitim seviyesine endekslersek belki çözüm olur Mehmet hocam. Mesela haftalık 48 saat ders yerine kırk sekiz konunun öğretilmesi. Kırk sekiz konuyu on saatte öğrenen bir üst seviyeye gecsin