Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Mehmet Saburlu

Enerji Yolu Üzerinde Türkiye

 

 

Son yüzyılda dünya nüfusunun artması, sanayi ve teknolojinin gelişmesi enerjiye olan ihtiyacı artırmıştır. Ulaşım araçlarının motorlu olması ile uçak, araba, gemi, tiren petrolle çalışmaktadır. Son yıllarda elektrikle çalışan arabalar, güneş enerjisine duyulan ihtiyaçta artış oldu. Dünyada petrol yataklarına sahip birinci ABD, ikincisi Rusya’dır. Arabistan yarımadasında da bol petrol yatakları vardır. Petrol ve doğalgaz yataklarına sahip ülkeler ekonomilerinde cari fazlalık vermektedir. Fakat bu gelirlerden mahrum olan küçük ve az gelişmiş ülkeler bütçelerinin büyük bir kısmını petrol ve doğalgaz giderlerine ayırmaktadır. Türkiye’miz petrol ihtiyacının ancak %15 ini çıkarabiliyor. Milyarlarca dolar petrol ve doğalgaz için dışarıya döviz ödüyoruz.

Osmanlı buharlı makinelerin uluslararası taşımacılıkta kullanmaya başlayıncaya kadar İpekyolu ticaretinden çok güzel gelir elde ediyordu. Orta Asya ve Hindistan tarafından Asya ve Avrupa ya Osmanlı toprakları üzerinden geçilerek ticaret yapılıyordu. Ticaretin olduğu yerlerde canlılık vardır. Para ve servet vardır. İlk insan ve ilk Peygamber H.z Adem’in oğulları ve torunlarından beri ticaret önemli bir geçim kaynağıdır. Son ikiyüz yıldan beride makineleşmenin artması ile sanayi dalı gelişince, ticaret ve sanayi birlikte anılır oldu. Taşımacılıkta, sanayide, tarımda, ulaşımda enerjinin değeri çok arttı.

Osmanlı ipek yolu ile ticaret kervanlarından kazandığı geliri şimdi Türkiye’miz doğalgaz ve petrolün orta doğudan Avrupa’ya nakledilmesinden elde etme çabasında.

Önemli bir miktar boru hattı ülkemizden geçiyor fakat bu yeterli değil. Şimdi Türkiye’nin önünde güzel bir fırsat var. Doğu Akdeniz havzasında olan petrol ve doğalgazı çıkarıp, fazlasını yurt dışına satabilmek. Bu konu konuşulduğu gibi kolay olmayacak. Ekonomi ve siyaset bilimcileri enerji yataklarına sahip olan gelişmekte olan ülkelere bu servetin yedirilmediği, halkların rahat yaşamasına fırsat verilmediğidir. Gelişmiş ülkeler ne yapıp edip bu zenginliklere konma peşindeler.

Trump önceki iktidarı dönemimde Suudi Arabistan’a ticari zekasını kullanarak 1oo milyar dolara yakın silah sattı. Petrolünü yıllarca çıkarıp kullanma anlaşmaları yaptı. Kısaca onları tehdit ederek gelirlerine el koydu. Libya petrol yataklarını millileştirmek isteyince, liderleri Kaddafi’yi devirerek canı ile ödettiler. Irak’ta Saddam aynı yolla canından oldu. Bu ülkelerin halkları gerçeği anlayıncaya kadar ülkelerinde kan gövdeyi aştı. Milyonlarca insan sakat kaldı yahut öldürüldü. İran bir türlü kendisini huzura kavuşturamadı. Diğer petrol zengini küçük ülkeler zaten ABD, Fransa ve İngiltere’nin güdümünde.

Son yıllarda Rusya ile sorun yaşayan Avrupa ülkeleri Türkiye’nin enerjide arz güvenliğini sağladığından önemli konuma geldi. Ülkemiz şimdi doğu Akdeniz de enerji yataklarını çalıştırarak merkezi rol üslenmek kararında. Libya ile yapılan anlaşma ve Suriye ile yapılabilirse ki İnşaalah yapılacak; iş birliği ile Akdeniz gazı Avrupa ülkelerine taşınacak. Bunun için Akdeniz ülkeleri ile anlaşmalar yapmak peşinde.

Bunu sağlayabilirsek petrol ve doğalgaz açığımız olmayacağı gibi devletimizin yıllık bütçesi açık değil fazla bile olacaktır. Bunun için devletimizi yönetenlerin dirayetli olması ve her türlü oyunlara karşı tedbiri alması gerekiyor.

Akdeniz havzasında bulunan enerji denkleminde önemli bir oyuncu olmamız için bu havzadaki haklarımızı korumayı iktidarda olanlar, muhalefette bulunanlar ile bütün halkımız birleşerek başarmalıyız. Küçük hesaplar peşinde koşan, geleceği okuyamayan yöneticilere fırsat vermemeliyiz. Koskoca Osmanlı İmparatorluğu tecrübesiz zavallı yöneticiler tarafından nasıl darmadağın olduğunu unutmayalım. Afganistan, Irak Suriye, Libya halklarının çektikleri ızdırapları bizler çekmeyelim. Fitne toplumların içine sızdığında “ölmek daha güzeldir” sözü hepimiz için geçerli oluverir. Bu konuda dış güçlerin oyununa gelmemeliyiz.

Kanaat önderleri, ilim adamları, siyasetçiler, din adamları halkı bilinçlendirmelidir.

Libya halkı Kaddafi ye kurulan tuzakları sonradan anladı, fakat geç kalınmıştı. Birlikten güç doğar. Allah ülkemiz için bizlerin yar ve yardımcımız olsun. Amiin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir adet yorum var

  1. Domateslerin yetişmesine her zaman hiyarlar mani olmaktadır. İnşallah Türkiye bütün olumsuzluklara rağmen uluslararası bir güç olarak oraya çıkacaktır. Bu yazıdan bunu anladım. Ellerine dimağına sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER