Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı başlatılan eylemin dördüncü gününde önemli açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 500 madencinin yer altı direnişini sürdürdüğünü belirten Akçul, pazartesi gününe kadar olumlu bir sonuç alınmaması halinde açlık grevi başlatılacağını duyurdu.
”KENDİ İRADELERİYLE AÇLIK GREVİNE BAŞLAYACAKLAR”
Akçul, “İlgili bakanlıklarla yapacağımız görüşmelerden olumlu bir yanıt alamazsak, salı günü itibariyle madencilerimiz kendi iradeleriyle açlık grevine başlayacaklar” dedi. Maden işçilerinin özelleştirmeye karşı kararlı duruşunu vurgulayan Akçul, eylemin süreceği müddetçe çeşitli eylem biçimlerine başvurulabileceğini ifade etti.
Akçul konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Dört gündür gece gündüz demeden yanımızda olan, kamuoyuna sesimizi duyuran basın emekçisi arkadaşlara yoğun ilgilerinden ötürü teşekkür ediyoruz. Ayrıca dört gündür madenden çıkmayan emekçi arkadaşlarımızın eşlerine ve ailelerine, siyasi parti genel başkanlarına ve temsilcilerine, milletvekillerine, Stk’lara, Beypazarı ve Nallıhan belediye başkanlarına, Türk-İş Konfederasyonumuz Genel Başkanına ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanına, haklılığımızı görüp buraya kadar gelen gelemeyen ve bize kulak veren herkese müteşekkiriz.”
Özelleştirme süreci başladığından beri mücadelelerinin sürdüğünü dile getiren Genel Başkan Akçul, iki aydır bütün kapıları çaldıklarını ama bir noktada müzakere sürecinin tıkandığını vurguladığı açıklamasına şu cümlelerle devam etti.
”MADENCİNİN SESİ ÖLÜNCE DUYULUYOR”
“Bugün dördüncü gün ve yetkililer sadece, ara bir çözümü, kısmen telaffuz ettiler. Yani bunu bile net ve kesin bir dille ifade etmediler. Şimdilik beklemedeyiz ama pazartesi günü ilgili Bakanlıklarla görüşmelerimiz olacak. Bu görüşmelerden de olumlu bir karşılık alamazsak, salı günü yeraltındaki arkadaşlar, yine kendi iradeleri ve kararlarıyla açlık grevine başlayacaklar. Daha sonraki süreçte de, sonuç alıncaya kadar aşama aşama, yol haritamızı belirleyeceğiz. Bizleri bu durumlara kadar getirmeden önce keşke sesimizi duyup bu işi müzakere yoluyla halletseydik. Ama maalesef madencinin sesi ancak ölünce ya da eylem yapınca duyuluyor.
”KAVGAMIZ EKMEK KAVGASI”
Ekmek peşinde koşmak dışında hiçbir amacımız yok. Olamaz da. Madencinin hiç kimseyle ekmek kavgasından başka kavgası olmaz. Arkadaşlar çok nizami bir şekilde, taşkınlık yapmadan aslında sessizce ve umutla gelecek olan olumlu haberleri bekliyor. Onlar da yeraltında durmaya hevesli değil ama maalesef süreç onları bu duruma zorladı. Gündem çarpıtma derdinde değiliz. Tek davamız ekmek davası. Huzurla ve güvenle çalıştığımız işyerimize ve geleceğimize sahip çıkma adına mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kamuoyunun da desteğinin devamını bekliyoruz.”