Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Mehmet Saburlu

Sevabın en ağır olanı “ahlak”

Nefsini yenerek alçak gönüllü olabilmek, her insanın yapması kolay olmayıp, sevabı zor kazanıldığından ahlaklı olmak herkese nasip olmaz.

İman ettikten sonra Kur’an ve hadislerin ışığında yapılacak salih ameller sayesinde elde edilecek sevaplarla ahlak sahibi olunur. İMAN VE AHLAK AYRILMAZ İKİLİ GİBİDİR. Düzgün bir ahlak sahibi olmayan Müslümanların durumu yeterli derecede olgunlaşmış sayılmaz.

Müslümanların imanı kalplerine inmiş olanlarına Mü’min denir. Mü’minin hayası çok olur.

Ayrıca ahlaki güzelliklerden uzak bir dini hayat düşünülemez.

Peygamberimiz Hz. Muhammed “Mü’min lerin iman açısından en mükemmel olanı, ahlakı en iyi olanıdır.” Buyurdu.

Ahlak, güzel huyların kişiliğimize yansımasıdır.

Ne kadar güzel ahlak, o kadar Allah’a C.C yakınlık.

Yapılan güzel amellerin (Namaz, oruç, hac, zekat) Bunlarla beraber sadaka vermek, düşkünlerin elinden tutmak, nefislerimizi yenerek bunları yapmak kolay olsaydı, sevap yönünden en ağır dereceye sahip GÜZEL AHLAK olur muydu?

Peygamberimiz “kıyamet gününde Mü’min kulunun terazisinde güzel ahlaktan daha ağır bir şey bulunmaz.” “Hiç kimse güzel ahlaka sahip olmadan cennete giremez.” Buyurdu.

Allah’a ve Hz Muhammedin peygamberliğine iman eden kimse Müslümandır. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız. Fakat Mü’min olmak kolay değildir. Müslümanın Mü’min olabilmesi için imanın kalbe inmesi şarttır. İslamın şartlarını yerine getirip her türlü kötülükten uzaklaşmaya çalışıp iyiliklerini Allah’ın rızasına uygun yapacak. O zaman güzel ahlak sahibi olacak. Bu nu Peygamberimiz şu sözleri ile çok açık dile getiriyor. “MÜ’MİNLERİN İMAN BAKIMINDAN EN MÜKEMMEL OLANI, HUYU EN İYİ OLANIDIR.” “SİZİN EN HAYIRLINIZ ŞERRİNDEN EMİN OLANINIZDIR.”

Evliyaullahın kabri saadetlerini ziyaret ettiğimizde sıkça şu yazı ile karşılaşırız. EDEP….İLLA EDEP!

Kavgacı, hırsız, fesat, nankör, fitne, gıybet edenlere, hak yiyenlere halkımızın ilk söylediği söz “edepsiz” olur. Mü’min gıybet yapmaz, fesat çıkarmaz.

Kolay kolay hataya düşmez, hak yemez. Kimsenin hakkına tecavüz etmez. Ufacık bir menfaati bile olsa bunun için insanları satmaz.

Mü’minlerin merhameti yüksektir. Namusuna düşkün olup, namussuz olanlarla iş tutmaz. Kinci değildir, cimrilik hiç yapamaz.

Yalan söylemez, menfaatini yalana satmaz.

Sevdiğini Allah için sever, ya da sevmez.

Başına bir musibet, bela geldiğinde sabırlı davranmaya çalışır, isyankar olmaz.

Yaşantısında, ticaretinde hep kendi menfaatine göre davranmaz. Adaleti hiç ihmal etmez.

Helal ve harama büyük önem verir.

Yolda gördüğü karıncayı bile incitmez, düşmanına dahi Allah’a c.c karşı gelmedikçe gaddarlık yapmaz.

Müslümanları bazı milletler yüksek ahlak sahibi olarak tanırlar. Bazı milletlerde (İngiltere ve Yahudiler) kendilerini yüksek karakterli ve ahlaken çok üstün görürler. Eğer böyle olsalardı Dünya üzerinde bu kadar haksızlıklar, zulümler olurmuydu? Kendilerini üstün görüp gariban halkları ezenler bir gün onlarda toprak olacaklardır. Gariban insanların varlıklarını yiyenler dünyada ebedi kalacaklarınımı zannediyorlar. Biz Müslümanlar güvenilir insanlarız. Etrafımızda olanlara güven veririz. Yolda karşılaştığımız insanlara “Selamünaleyküm” demekle, “bana güven, benden sana zarar gelmez” demek isteriz.

Mü’min emanet edilene sahip çıkar. Her işinde dürüst ve samimidir.

Takva sahibi Müslümanlar bollukta, darlıkta, Allah rızası için mallarını harcamaktan çekinmez.

Mü’min iffet sahibidir. Öğleki harama yaklaşmaz, cinsellik konusunda nefislerine hakim olurlar. Mü’min erkek ve kadın giyinmelerine dikkat ederler. Kadınlar kendi erkeklerinden başkası için süslenmez, başka erkekleri cezbedecek şekilde dışarıda giyinmezler. Anneleri kızlarını bu konuda uyarır ve aşırı kaçmalarına müsaade etmezler.

Kendimizi yüksek ahlak sahibi olarak görmek istiyorsak yukarıdaki kriterlere göre kendimizi hesaba çekelim. Bakalım nasıl olacak. Eğer yarıdan fazlasına uyabiliyorsak sevabı terazide en ağır olan AHLAKTAN geçmiş olup ALLAH’ ın rızasını kazanmış olarak iki cihanda huzuru hak edenlerden oluruz İNŞAALLAH.

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER