Uzm. Dr. Adil Kurban, asistan hekimlerin karşı karşıya kaldığı mobbing ve bunun intihar oranlarındaki artışa etkisi hakkında açıklamalarda bulundu. Kurban, asistan hekimlerin ağır çalışma şartları ve meslektaşları tarafından uğradıkları mobbingin, intihar olaylarını tetikleyen en büyük etkenlerden biri olduğunu belirtti.
İNTİHAR EDEN UĞURCAN’IN HİKAYESİ BELGESEL OLDU
Adil Kurban ayrıca, HEKİMSEN olarak intihar eden asistan hekim Uğurcan Ağcaoğlu’nun hikayesini konu alan bir belgesel hazırladıklarını, bu belgeselin internet ortamında paylaşılarak, farkındalık oluşturulmasının hedeflendiğini aktardı.
HEKİMSEN’in sosyal medyada aktif olarak yer aldığını söyleyen Kurban, “Son zamanlarda tiyatro ve sanat grubumuzla birçok problemi anlatan küçük videolar ürettik. Bu projeler profesyonelleşti. Son dönemde intiharlar üzerine de bir çalışma yaptık” dedi.
“BU KABUL EDİLEMEZ BİR ŞEY”
Kurban, son 2 haftada 6 hekimin intihar ettiğini söyleyerek, “Bu kabul edilemez bir şey. İntiharlar nedeniyle psikologlardan, psikiyatristlerden oluşan grup kurmak istedik. Bu grubun da bütün masraflarını finanse edecektik ama maalesef böyle bir grup kuramadık. İntiharın önlenmesiyle ilgili çalışmamız maalesef henüz başarılı olamadı. Hekim yaşı 60’a düştü. Hatta cerrahi branşlarda 58. Şimdi düşünün bu kadar çok intiharın olduğu, bu kadar çok erken ölümün olduğu bir olayın araştırılması gerekiyor. Bunu da ancak bizim meclisimiz yapar düşüncesindeyim. Meclisimizden hekim ölümleri ile ilgili araştırma komisyonu talep ediyoruz” diye konuştu.
“UZUN SÜREDİR BU BELGESEL ÜZERİNE ÇALIŞTIK”
Asistan hekimlerin maruz kaldığı mobbinge yönelik belgesel çektiklerini söyleyen Adil Kurban, şu ifadeleri kullandı:
“Bu belgesel neyi anlatıyor? Aslında burada iğneyi kendimize batırıyoruz. Kurumlardaki mobbingin önlenmesi için bunu anlatıyoruz. Vefat eden hekim Uğurcan Ağcaoğlu’nun yakınları tarafından verilen bilgilerin derlenmesi ve olayın canlandırılmasıyla hazırlanan bir belgesel oldu. Oldukça profesyonel belgesel haline geldi. Uzun süredir bu belgesel üzerine çalıştık. Kamuoyuyla paylaştığımız bu çalışmamızın, mobbingleri artık asgari seviyeye inmesi için bir basamak teşkil edeceğini ümit ediyorum. HEKİMSEN olarak baştan beri dediğimiz gibi ‘Yalnız değilsiniz artık Hekimsen var'”
“ASİSTAN GİTTİĞİ YERDE YARI KÖLEDİR, TUVALETE GİTMESİ BİLE SORUN OLUR”
Hekimlerin, lisans eğitimine göre 3.2 kat fazla ders saati aldığını belirten Kurban, “4 yılda verilen dersin 3.2 katını 6 yılda alıyorlar. Asistan gittiği yerde yarı köledir. Tuvalete gidip gelmesi bile sorun olur. Mesela ayda 15 kere nöbet tutmak zorunda kalabilir. Örneğin kişi 24 saat çalıştı ama eve gidemiyor, diğer gün akşama kadar çalışmaya devam ediyor. Bakanlık tarafından yasaklanmış olsa da buna devam edilmektedir. Buna da gerekçe olarak eğitim gösterilmektedir. Hekimin dinlenme şansı bile yok. Dolayısıyla da kazalar meydana geliyor. Mesela ben nöbetten çıktığım zaman otobüste uyurdum. Allah’tan aracım yoktu, kaza yapabilirdim. Uyuduğum için durağımı kaçırıp yürüyerek geri dönerdim. Bunu hep asistanlığım döneminde yaşadım. Bu durum hala devam ediyor ve zirveye çıkmış durumda. Bazı kliniklerde çok ciddi hekimlere baskı uygulanıyor. Asistan hekimin ne kadar duygu durumunun değiştiğinin bile farkına varılmıyor. Mesela Uğurcan arkadaşımız yaklaşık 6 ayda kendi vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 20’sini kaybetmiş. Bir tek buna bile bakarak o kişinin depresyonda olduğunu gösterir. 90 kilodan 65 kiloya inerseniz kusura bakmayın sizin bunu anlamanız gerekiyor. Bu normal bir şey değil” dedi.
“TIP BU ŞEKİLDE ANCAK YOK OLUR”
HEKİMSEN Genel Başkanı Uzm. Dr. Adil Kurban, meslektaşlarına seslenerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Meslektaşlarımızın duygu durumunu anlamaya çalışmamız gerekiyor. İntihar meyilli olup olamayacaklarını, o sıkıntılarının veya sıkıntılı hallerinin ne ölçüde olduğunu kestirmemiz gerekiyor. Bizim bunu anlamamız veya buna bir bakış açısı kazanmamız gerekiyor. Biz kendi meslektaşlarımızı, kendimizi koruyamaz hale geldik. Deontoloji çok zayıfladı. Deontoloji çok önemli bir bilimdir ama hekimler arasında olan ahlakı aynı zamanda davranış şeklini tanımlayan bilimsel çalışmadır. Yani deontoloji hekimin hekime dayanışmasını gerektirir ama şu duruma baktığınız zaman deontolojinin nasıl ülkemizde ve dünyada bittiğini görüyorsunuz. Tıp bu şekilde ancak yok olur, zarar görür ve başarılı olamaz, gelişemez. Bizim önce deontolojiyi öncelikli korumamız gerekiyor ki hekimi koruyalım. Hekimi koruyamazsak tıbbı koruyamayız, tıbbı koruyamazsak her şeyimizi kaybederiz. Hekimlik öyle basit bir şey değil.”
“ÜLKEMİZDE İNTİHAR OLAYLARI ÖZELLİKLE ASİSTANLARDA SON 1-2 YILDA YÜZDE 50 ARTTI”
Hekimliğin bir meslek değil, yaşam tarzı olduğuna da dikkat çeken Kurban, “Ömür boyunca yapabileceğimizin en iyisini yapalım derken şartların getirdiği sebepler bizi bu konuda maalesef başarısız çıkılıyor. Biz vereceğimiz hizmeti veremiyoruz. HEKİMSEN olarak da bu konuda ne gerekiyorsa yapıyoruz ve yapacağız. Bundan sonra yapacaklarımız da bunun delili olacak. Ülkemizde intihar olayları özellikle asistanlarda son 1-2 yılda yüzde 50 arttı. Bunun birçok sebebi vardır. Birinci sebebi kurumlardaki mobbing, ikincisi geçim zorluğu, üçüncüsü ise yalnızlık. Birbirimizi sevmemiz, destek olmamız, kollamamız lazım. Biz hekim arkadaşımızı kollamayıp da kimi kollayacağız” cümlelerini kullandı.